İlk kitabınız olmasına rağmen nasıl oldu da bu kadar kısa sürede büyük bir okuyucu kitlesine ulaşabildiniz?
İnanın bu da benim sürekli sorguladığım bir durum. Beklemiyordum diyemem. Ciddi bir çalışma sonucu bu eser ortaya çıktı. Aslında ben bir kitap yazmadım. Ben bir kitap yaşadım da ondan böyle oldu. İnsanlar, kendilerine bir meslek seçerken işin TL ya da Dolar cinsinden olan kazanç kısmını esas alıyor. Oysa insan, işini seçerken mutlu olup olmadığının hesabını yapmalı. Size saçma gelebilir ama şayet mutluysam bırakın para almayı, ben üste para bile verebilirim. E, hâl böyle olunca da Konfüçyüs’ün “Sevdiğiniz işi yaparsanız ömür boyu çalışmazsınız.” ifadesindeki eğlence modu açılıyor. Yani ben yazarken çalışmıyorum; ciddi ciddi eğleniyorum. Kısacası ben hem o sirkteki palyaçoyum hem de kalabalığın arasında oturup o palyaçoya herkesten fazla gülen seyirciyim.
Peki, yazma enerjinizi nereden alıyorsunuz?
Yazma enerjisi diye bir şey yoktur. Hiçbir kalem; onu eline alan birine, “Küstüm, oynamıyorum.” demez ya da kalem kapris yapmaz. Bana göre enerji, kalemi kâğıda değdirdiğinizde ortaya çıkan ateştir ve bunun için özel bir çabaya da gerek yoktur. İnanmak ve eyleme geçmek yeterlidir zannımca ya da ben böyle yaptım kaleme dokununca.”
Kitabınızın konusundan biraz da olsa bahseder misiniz?
Kimsesizler yurdunda yaşanan ve gerçek bir hikâyeden esinlenilerek kaleme aldığım bir eserdir “Ben Zaten Aşıktım...” Kitapta işlediğim aşk konusu ve vurguladığım sevgi teması, daha önceki aşk kitaplarında görülen türden bir biçim içermiyor. İlk çeyreğinde geçen “Gitmek, hazırlanarak yapılan bir eylem değildir.” ifadesiyle “Ne zaman ve nasıl gidecek?” diye sormanıza sebebiyet veriyorum. Finalindeki gidişle beraber okuyucumu tek yönlü bir biletle “umut” yolculuğuna çıkarıyor ve duygu infialine sürüklüyorum diyebilirim.
Yazar Purut’a sorduk. Yeni kitap projeniz var mı?
Okuyucularım, bana sürekli yeni kitabımı beklediklerini söylüyorlar. Bu duruma sessiz kalmak inanın mümkün değil. Ben de bir hafta önce, buradan tüm okurlarıma ikinci kitabım için yeniden kalemime dokunduğumu söylemek istiyorum. Heyecanımı saklayamıyorum. Ama en az ilk kitabımdaki gibi nefes kesen bir final onları bekliyor diyebilirim.
Deniz Erkin Purut genç yaşına rağmen böylesine büyük bir disiplinle çalışan çiçeği burnunda olan ancak herkese örnek gösterilmesi gereken bir yazar. Bu keyifli sohbet için Sayın Purut’a içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Gitmenin kitabını yazan yazar, yeni eserinin konusunu söylemedi ama “Giden, mutlaka geri gelir.” diyerek bize bir ipucu vermeyi de ihmal etmedi.